Genlerimizi uzaktan kumanda edebilir miyiz?
“Nature” yazarlarından Helen Shen’in aktardığı habere göre: Radyo dalgaları ile ısıtılabilen nano-partiküller sayesinde faredeki genler aktif edilebiliniyor.
Araştırmacılar, canlı hayvanlarda genleri uzaktan kumanda ederek aktifleştirebildiler. Bu gelişmenin ileride genetik kaynaklı hastalıkların çözümü için umut ışığı olduğu düşünülüyor. Dünyaca ünlü bilim dergisi "Science" da yayınlanan çalışmada uzaktan kumanda yöntemi ile farede insülün üretiminde sorumlu genleri radyo dalgalar kullanarak kontrol edilebilinildiği ortaya çıktı.
Newyork'taki Rockefeller Üniversitesi'nde moleküler genetikçi olan ve aynı zamanda bu çalışmanın başında bulunan Jeffrey Friedman; Bu gelişmenin bilim adamlarına hücre içine girmeden, hücreye dışarıdan müdahalelerle ile genler üzerinde bir takım manüpilasyonlar yapılmasını sağlayabileceğini belirtiyor. Ayrıca, teknik üzerindeki gelişmeler ile klinik sahada da bu tekniği kullanılabileceği mümkün olduğuna değiniyor.
Radyo dalgaları farenin insülün üretimini kontrol eden geni tetikledi.
Friedman ve araştırma arkadaşları demir oksit nano-partiküllerinin hücrelerin yüzeyinde bulunan, ısıya karşı duyarlı olan "TRPV1" adlı iyon kanalına bağlanabilen antibadilerle kapladılar. Bu antibadilerle kaplı demir oksit nano-partikülleri farenin derisi altında geliştirilen tümörlü bölgeye enjekte edildi. Araştırmacılar manyetik dalgalar kullanarak nano-partiküllere düşük frekansta radyo dalgalar göndererek ısınmalarını sağladılar. 42 C ye ısıtılan bu nano-partiküller iyon kanallarının açılmasına ve kalsiyum akışını oluşmasını sağladı. Bu sayede hücre içine giren kalsiyum, insülin üretiminden sorumlu rekombinat genler için aktif eden ikinci sinyali tetikleyerek farede fazla insülün üretilmesini sağladı. Kan şekeri ölçümlerinin düşük çıkması bu tekniğin çalıştığını da ispatladı.
University of California, San Fransisco da TRPV1 çalışan David Julius; Radyo dalgalar ile çok derin dokulara ulaşılabilineceğini ve “TRPV1”nın bu dalgaları sadece nano-partiküllerin bulunduğu yerden almasını da özellikli yerleri belirlemede önemli olduğunu belirtiyor.
Araştırmacılar, ayrıca genetik olarak kendi nano-partiküllerini yapmak için tasarlanmış olan kültür hücrelerinde de bunu denediler. Sonuç olarak, zayıf da olsa insülin salgılanmasını bu şekilde de gözlemlediler. MIT’de nörobiyoloji üzerine çalışan Ed Boyden; Bu gelişmede gördüğü en yeni şeyin herhangi bir kimyasala veya küçük moleküle ihtiyaç görmeden bu değişikliği yapılıyor olabilmesi olarak belirtiyor.
Bunun halen klinik çalışmalar boyutu insanda tümör hücresi üretmenin etik olmaması dolayısıyla yapılamıyor. Ama araştırmacılar nano-partiküllerin iletimi için alternatif sistemler geliştirilebilineceğini düşünüyor.
+ Yorum bulunmuyor
Yorum ekle