Ensefalon 4: Kronik ve Akut Ağrılar
Hem kronik hem de akut ağrılar yaşam kalitesini bozan faktörlerin başında gelmektedir. Ağrı, hastaların en sık şikayeti olması nedeniyle klinik düzeyde etkili bir çözüm bulmak için her zaman önemli bir sorun olmuştur. Ağrı sadece basit bir patofizyolojik süreç değildir. Ayrıca dikkat, bilişsel ve duygusal yönleri vardır. Bununla birlikte, geleneksel farmasötik yaklaşımlar, esas olarak ağrı sürecinin karmaşıklığını görmezden gelir (Bushnell vd., 2013).
Hayvan modelleri üzerinde yapılan çalışmalar, ağrı durumunda beynin pons bölgesindeki parabrakial nöronların (PB) aktivitesinin son derece arttığını göstermektedir. Bu bulgu, PB’nin ağrı üzerindeki potansiyel rollerini ortaya koymaktadır. PB, duyusal bilgileri ön beyin yapılarına ileten bir istasyon olarak bilinir. PB, esas olarak uyarıcı Glutamaterjik nöronları ve birkaç inhibitör GABAerjik internöronu barındırır.
Kanıtlar, PB’nin ön beyin yapıları aracılığıyla ve esas olarak amigdaladan baskılayıcı GABAerjik girdileri aldığını göstermektedir. Daha ileri çalışmalar, lateral PB’ye yansıyan GABAerjik amigdala nöronlarının aktivasyonunun, akut ağrıyı baskıladığını ve inhibe ettiğini ortaya koyuyor. Ayrıca bulgular, kronik ağrının bu amigdala-parabrakiyal yolun etkinliğini baskıladığını göstermektedir (Raver vd., 2020). PB’nin ağrı işlemedeki önemli rolü dışında, vücudun sıvı dengesi, kardiyovasküler fonksiyonda, tokluk/iştahta ve uyku/uyanıklıkta da önemli rolleri vardır.
Ağrıya aracılık eden bu yeni amigdala-parabrakiyal yol, yalnızca ağrı için yeni tedaviler planlamakla sınırlı değildir. Aynı zamanda, bu yolla ilgili diğer süreçler için de etkili terapötik alternatifler üretme potansiyeline sahiptir.
+ Yorum bulunmuyor
Yorum ekle